Pages

Saturday, September 12, 2009

31 Ocak 2008- 2 Nisan 2008 Hazırlıklar


Kaptanın ağzından tekneyi ilk aldığında yaşadıkları ve hazırlıklar:

Teknenin pazarlığı bittiği zaman bir şart koşmuştum, lift masrafları bana ait olmak üzere(eğer tekne batmazsa) tekneyi suya indirip, yüzüp yüzmeyeceğini görmeliydim. Anlaşıp suya indirdik, lifte çok yakın bir yerde, yakıt iskelesinde bağlı kaldık. Böylece hayatımda ilk defa bir teknede gecelemiş oldum, hem de kendi teknemde, kaptanı olacağım teknede. Tekne ıvır zıvırla o kadar doluydu ki, içinde veya dışında gözlüğümü bile koyacak yer yoktu. Kendime salondaki berthlerden yatacak kadar bir yer boşalttım. Ama heyecandan hiç uyuyamadım. Onu yaşamak lazım, anlatmakla olmaz (daha sonra Atlantik geçişinde, tekne 45 derece yatarken ve biz sağa sola tutunup uyumaya çalışırken o geceyi düşündüğüm oldu). Bizim tekne marinada geçirdiği gece batmadı, tamamdır dedik, aldık, tekrar çekek yerine götürüp işe giriştim.

Bizim ikinci kaptanın gelişini mayısın ilk günleri olarak planladığımız için, tekneyi hazır hale getirmek için 3 aylık bir zaman kalmıştı. Yeni tekne sahibi olmanın verdiği heyecanla hiç vakit kaybetmeden işe koyuldum.

20 mil uzaktaki ana yerleşim merkezindeki (Stuart)yapı markete (HomeDepot) seferler başladı. İlk iş olarak zımparayla başlamalıydım. O yüzden gerekli zımpara aletlerini alıp işe koyuldum. Tam istim üstünde haldır huldur zehirli boyayı zımparalarken (Orbital sander) arkamdan birisi yaklaşıp omzuma dokundu. Gelen marina bakım müdürü Eric'ti. Çevre koruma kurallarına göre boya tozlarının havada uçuşmasına müsaade etmemeliydim. O gün onlardan bir elektrik süpürgesi kiraladım, sonra da bir tane satın aldım. Böylece Eric'le de işi tatlıya bağladık (zımparaya devam, zımparaya devam, zımparaya devam...sonra zımpara kağıtları bitti, git yeniden al, gel, zımparaya devam!)

2 Nisan'da teknenin suya inişine kadar elden geçirmedik yer bırakmadım. Su altı kesimi bir çok yeri epoxy engelleyici ile boyandıktan sonra 2 kat zehirli boya karnı ve suya dik açıyla temas eden yerler 3-4 kat yapıldı. Güverte hariç her yer boyandı. Bir yandan dinginin dıştan takma motorunu koymak ve rüzgar jeneratörünü monte edebilmek için bir davit planladım ve ahşap lamine usulü ile yaptım.

Yaz güneşi altında seyir yaparken ihtiyacımız olacak gölgeyi sağlaması için kıç tarafta havuzluk üstüne PVC su borularından kocaman bir gölgelik (bimini) yaptım.

yelkenleri ve donanımı tamamen elden geçirdim (yapacak pek fazla birşey yoktu, herşey iyi görünüyordu).

Yolda devamlı otopilot kullanacağımızdan (rüzgar dümeni almayı planlamıyorduk) bize sürekli enerji üretecek bir alet ve bunu depolayacak aküler lazımdı. Tercihimiz 2 adet 270 amp 6 volt deep cycle marün aküsü oldu. Bu aküleri 2. akü bankı olarak monte ettim. Birinci bankta da 2 adet 105 amp lik normal akü vardı. İlerleyen günlerde alınan rüzgar jeneratörü Air-X'in tam otomatik son modeliydi. Onu davitin tepesine yine üzeri fiberglas ile lamine edilmiş PVC su borusu ile monte ettim (tüm kuralları hiçe sayarak).

Aşağı yukarı hazırlıklar bitmişti. Sıra tekneyi suya indirmeye gelmişti.

No comments:

Post a Comment