Pages

Wednesday, February 22, 2012

18 Agustos 2008 Sardinya'ya Dogru

18 Agustos:
Pozisyon: 39.15.526 N, 06.08.345 E (09.35)

Gecenin bir yarisi makinanin gurultusuyle uyandim. Saate baktim, sabahin 2.30'u. (Pozisyon: 39.32.851 N, 05.50.377 E) Neler olup bittigini anlamak icin havuzluga cikiyorum. Ne oldugunu sorunca, balina fosurtusu gibi bir ses duydugunu, ruzgar da tamamen durdugu icin, o bolgeden uzaklasmaya karar verip. motoru calistirdigini soyluyor bizim kaptan. Hey Allahim, sen nelere kadirsin:) Azor'daki yuksek basinc alaninda gunlerce ruzgarsiz, carsaf gibi sakin deniz uzerinde otururken nasil olsa ruzgar gelecek diye inat eden adam, can korkusu olunca benim birsey dememe gerek kalmadan nasil da calistirivermis motoru:) Dun yasadigimiz balina vakasinin ardindan surekli diken ustundeyiz.
3.5 saat motor calistirdiktan sonra, olasi balina tehlikesinden yeterince uzaklastigimiza kanaat getirip motoru kapatiyoruz. Zaten hava da aydinlaninca, insan ne olup bittigini goruyor, daha rahat seyir yapiyor.
Sabah saatlerinde ruzgarin dogudan esmeye baslamasiyla birlikte biz de rotamizi zorunlu olarak guneye ceviriyoruz. Simdi yonumuz Afrika, bakalim Sardinya'ya gidebilme umudumuz ne kadar surecek.
Ama bu Akdeniz'in ruzgarlari dedikleri gibi cok guvenilmez, her zaman en olmayacak yonden esiyor, ya da tamamen duruyor, surekli yon degistiriyor vs. Bu arada ben Sardunya ve Sicilya hakkinda internetten indirip kaydettigim yazilari tekrar tekrar okuyorum, demir yerleri vb. konularda biraz bilgi biriktiriyorum ki oralara vardigimizda bocalamayalim. Kaptanin balina yuzunden hissettigi korkuyu ben her an ters esebilecek bir ruzgar yuzunden hissediyorum, cunku pek cok seyir defterinde aniden cikan, kisa suren ama bazi teknelere zarar verebilen ruzgarlarla ilgili hikayeler okudum. Ozellikle su gunlerde icinde bulundugumuz bolgenin ruzgarlari olan Mistral beni cok korkutuyor. Iyice kontrol hastasi oldum denebilir, o yuzden yelkenimizin cok acik olmasini hic istemiyorum, her zaman tedbirli gitmek istiyorum. Aslinda bizim kaptanin gecen yazdan beri kullandigi anti-depresanlari(gecen yaz konan panik atak teshisi yuzunden) avuc avuc yutmasi gereken benim, butun seyir boyunca bu korkum yuzunden adama hic dogru duzgun yelken actirmadim, surekli camadanli ana yelkenle ve yari kapasitesindeki on yelkenle (bir kac sefer haric) yolculugumuzun bu noktasina kadar geldik.

Ogleden sonra ruzgarin yon degistirmesiyle rotamizi yeniden Sardinya'ya dogru cevirebildik, bakalim ne kadar musaade edecek.

Aksama dogru saat 7 sularinda bes mil mesafede alti tane yelkenli gorduk. Ordek surusu gibi bir arada suzulup gidiyorlardi. Herhalde bir ralli olsa gerek. Ardindan devasa bir yelkenli daha, iki direkli, cok guzel ruzgar olmasina ragmen bir tane bile yelkenleri acik degildi, ne hikmet anlamadik. Direkleri sus olsun diye koymuslar herhalde. Karaya cok yakin olmasak da FM radyolari dinleyebiliyoruz, hosumuza gidiyor, cunku okyanustayken tek duyabildigimiz bir kac kisa dalga radyo idi. VHF'de cekiyor, hava durumunu (cok anlasilir olmasa da )dinlemeye calisiyoruz. Italyanca, Ispanyolca, Arapca, artik ne kadar kapabilirsek.

Bu arada havuclu kek yaptik, her zamanki gibi nefis oldu, bu gidisle verdigimiz kilolari geri alacagiz:) Aslinda normal olarak yemek ve ekmek yapma isleri hic aksamadan devam ediyor.

1 comment:

  1. Hocam. ne kadar degerli ve iz birakacak bir eylem yaptiginizin farkinda misiniz?
    Ikinizin de onunde saygiyla egiliyorum. Guzel, cok guzel, muthis insanlarsiniz...
    O kadar akici ve heyecanli anlatmissiniz ki birkac saatte bitirdim tum yazilarinizi.
    Fakat, neden devamini da yazmiyorsunuz?
    Lutfen yolculugu tamamini okuma serefinden mahrum birakmayin bizi :)

    ReplyDelete